Olimpiyat Meşalesinin Tarihteki Yolculuğuna Koronavirüs Engeli

Dünya Sağlık Örgütü Çin Ülke Ofisi, 31 Aralık 2019 tarihinde, Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan şehrinde, sebebi o an için bilinmeyen zatürre vakaları bildirmiş ve 5 Ocak 2020 tarihinde ise daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirüs tanımlanmıştır. İnsanoğlunun tanıklık ettiği bu küresel salgın ülkelerin sadece sağlık sistemlerini değil aynı zamanda ekonomilerini, kültürlerini hatta spor organizasyonlarının tarihi akışını dahi değiştirdi. 

Tarihin bu akışında insanoğlu öyle olaylara tanıklık etmiş ki, hepsini belgelerle ortaya koymak asla mümkün değil fakat yakın zamanda ve gözümüzün önünde olanlar bir o kadar ilgi çekici.

Bu yazımızda yeni tip Koronavirüsün ( covid-19 ) yüz yıllık geleneği nasıl bozduğunu ve olimpiyat meşalesinin tarihteki yolculuğunu sizler için araştırdık.

Hazırsanız başlıyoruz…

Normal şartlar altında, alınması uzun süren tartışmalar sonucu alınacak kararlar, pandemi döneminde çok kısa sürede karara bağlanarak, yürürlüğü konuluyordu.

Bu kararlardan biri de Olympia Antik kentinde gerçekleşen meşale yakma törenine kimlerin, nasıl katılacağı ile ilgiliydi.

Yeni tip Koronavirüs (covid-19 ) salgını nedeniyle ertelenen 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları için düzenlenen geleneksel meşale yakma töreni, Olympia antik kentinde gerçekleşti. Yunan Olimpiyat Komitesi, 12 Mart’ta planlanması düşünülen törene seyirci alınmayacağını duyurarak, sağlık endişeleri yüzünden töreni halkın katılımına kapadı.  Yaklaşık 100 yıllık bir geleneğin bozulduğu bu karar kapsamında, binlerce kişinin izlediği törene bu yıl yaklaşık 100 kişi katıldı.

Hera Tapınağı’nın önünde gerçekleşen törende meşaleyi taşıyan ilk isim, 2016 Rio Olimpiyatlarında altın madalya kazanan Yunan atıcı Anna Korakaki oldu. Yunan atıcı Coubertin Anıtı’nı ziyaret ettikten sonra, meşaleyi 2004 Atina Oyunları’nda şampiyon olan Japon Maraton koşucusu olan Mizuki Noguchi’ ye devretti. 

Meşaleyi teslim alan Japon yetkililer Fukuşima eyaletinde olan olimpiyat meşalesinin, yeni tip koronavirüs  ( kovid19 ) salgınından duyulan endişe nedeniyle halka açık olan sergiden kaldırılmasını kararlaştırdı.

Meşale geleneğinin kökeni

Olimpiyat oyunlarının en önemli sembollerinden biri olan olimpiyat meşalesi antik dönem oyunlarıyla modern oyunları birbirine bağlıyor. Ateşi canlı tutma geleneğiyse Antik Yunan’a kadar uzanıyor. Yunan mitolojik kökenlerine baktığımızda ateşin Prometheus tarafından Zeus’tan çalınarak insanlara verildiğine inanılmaktaydı. Bu sebeple bu ateş ilahi bir gücü simgeliyordu. 

Modern olimpiyat oyunları 1896 ile başlasa da, meşalenin sahneye çıkışı 1928 Amsterdam da oldu. Amsterdam’da olimpiyat meşalesi stadyumu tepeden gören bir kulede yakılırken,1932 ( Los Angeles ) olimpiyatlarında ise Olimpiyat Stadyumu’nun giriş kapısı üzerinde yakıldı.  Meşalenin doğduğu yer olan Olympia kentinde yakılarak oyunların yapılacağı ülkeye farklı atletler tarafından taşınması uygulamasıysa ilk kez 1936 Berlin Oyunları’nda görüldü. Öğretim görevlisi Carl Diem’in bu önerisi olimpiyat meşalesinin ruhu ile bağdaşsa da, kimi tarihçilere göreyse Adolf Hitler Almanya’sının meşaleyi bir propaganda aracı olarak kullanması için bu seremoni tarihin tozlu raflarından çıkarılmıştı.

Olimpiyat ateşi Antik Dönem’de olduğu gibi günümüzde de parabolik bir ayna yardımı ile güneş ışınlarının yardımıyla yakılmakta ve meşaleyi taşıyarak stattaki olimpiyat ateşini yakacak sporcunun ismi son ana kadar gizli tutulmaktadır.

Olimpiyat ateşinin yakılması için nasıl bir tören düzenleniyor?

Olimpiyat meşalesinin yakılma töreni oyunlar başlamadan hemen önce Olympia antik kentindeki Hera tapınağının önünde gerçekleşir.  Tören,  üzerinde antik çağa uygun kıyafetler taşıyan rahibelerden oluşan bir grubun ateşin yakılacağı bölgeye yürümesiyle başlar. Başrahibe, Güneş Tanrısı Apollon’a seslenerek güneş ışınlarının ateşe odaklanmasını sağlarken ateşi ilk yakan her zaman bir kadındır ve daha sonra başka kadınlar olmak kaydıyla meşale taşınır. Bu kadınlar Vesta Bakirelerini temsil eder.  Taşıdıkları ateşinde kutsal sonsuzluk alevlerini simgelediğine inanılır. Kadınlar tarafından güneşten alınan bu enerji elden ele taşınarak olimpiyatların yapılacağı stadyuma ulaşır ve oyunlar bitene kadar yanmaya devam eder. 

Ayrıca meşalenin bu yolculuğunda bir zeytin ağacı önünde durularak,  küçük bir çocuğun bu ağaçtan bir dal kesmesine izin verilir. Bu dal barışın simgesi olarak kabul edilir ve oyunlarda birinci gelen sporculara hediye edilir. 

Meşalenin yakılacağı gün hava kapalıysa ne yapılır?

Olası bir olumsuzluk göz önünde bulundurularak, törenin yapılacağı tarihten bir kaç gün önce bir tören gerçekleştirilir. Bu tören aynı zamanda bir prova niteliğin de olup, burada yakılan ateş, törenin yapılacağı esas güne kadar saklanır. Hava kapalıysa bu ateş kullanılırken, hava şartları meşalenin yakılmasına uygun ise tören normal seyrinde devam eder.

Olimpiyatlar tarihinde hava durumuna göre tören gününde değişiklikler olmakla beraber zaman zaman tören gerçekleşirken yağmur yağdığı anlar da olmuştur. Bu sebeple olası bir olumsuzluğun önüne geçmek için ikinci bir meşale her zaman hazır olarak bulundurulur.

Londra’da söndürülmek istendi

2012 Londra Olimpiyat Oyunları öncesinde şehir turunu sürdüren Olimpiyat meşalesi başkent Londra’da saldırıya uğradı. Ülke genelinde birçok bölgeyi gezdikten sonra Londra’ya ulaşan meşale, burada ki ilk durağı olan Maidstone’da, Polanyalı atlet Anna Skor’a saldıran bir kişi tarafından söndürülmek istendi. Şahıs,  olimpiyat meşalesini korumakla görevli polislerin ilk müdahalesi sonrası etkisiz hale getirilirken olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 

Londra’daki ilk durağında saldırıya uğrayan meşale, yoğun güvenlik önlemleri arasında turunu tamamlayabildi.

Ateş sönerse ne olur?

Daha önce bahsettiğimiz gibi olimpiyat meşalesi yakıldığı andan itibaren oyunlar bitene kadar yanmaya devam eder. Meşalenin bir olumsuzlukla karşılaşmaması için ikinci bir plan her zaman hazırda tutulur. Öyle ki bu planlar doğrultusunda atletlerin taşıdığı esas meşaleye yedek meşaleler eşlik eder. Bununla birlikte ne kadar önlem alınılsa da zaman zaman aksaklıklar yaşandığı da olmuştur. Şöyle ki; Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenen 2014 Kış Olimpiyatları öncesinde trajikomik bir olay yaşanır.  Meşaleyi taşıyan 60 yaşındaki Savars Karapetyan, Kremlin Sarayına doğru koşarken, rüzgârın azizliğine uğrar ve meşale söner. Sönen meşale ateşiyse orada bulunan bir yetkili tarafından hızlıca tekrar yakılır. 

Benzer bir olay, 1976 Montreal’de düzenlenen olimpiyatlar öncesinde de yaşanmış, fırtınadan dolayı sönen ateşi bir yetkili çakmağıyla yakmaya çalışsa da başarılı olamamış ve yedek meşale getirilerek alev yeniden canlandırılmıştı.

Olimpiyat ateşinin yakıldığı en ilginç yerler

Olimpiyat meşalesi oyunların oynanacağı stadyuma ulaşmadan önce kısa bir Dünya turuna çıkar. Bu Dünya turunda meşalenin gezdirileceği yerler kararlaştırılırken sembolik anlamı olan şehirler ve insanlık tarihi için önem arz eden rotalardan geçmesine dikkat edilir.

1976 yılında olimpiyat ateşi Atina’dan Kanada’ya uydular yardımıyla iletilirken, 1996 yılında meşaleyi taşımak için bir kano, buharlı bir vapur ve vagon kullanıldı. 2000 yılında Avustralya’ da meşalenin taşınmasında develer kullanılırken,  2008 yılına gelindiğindeyse meşale şimdiye kadar ulaştığı en yüksek yer olan Everest Dağı’nın zirvesindeki yerini aldı. 

Nitekim, Olimpiyat meşalesinin Soçi Kış Olimpiyatlarında ki yolculuğuysa Kuzey Kutbu’na kadar uzandı. Hatta Dünya’nın en derin gölü olan Baykal’da meşaleyi ağırlayan yerler arasında yerini aldı.

Belki de meşalenin en ilginç yolculuğu uzaya gitmesiyle gerçekleşti. Olimpiyat ateşi, 1996 Yaz Olimpiyatları’nda uzaya götürülmüş fakat uzay yürüyüşüne çıkarılmamıştı. 2014 Soçi Kış Olimpiyatlarına gelindiğindeyse olimpiyat logolarıyla süslenmiş uzay aracılığıyla Kazakistan’ın Baykonur üssünden 3 astronotun eşliğinde uzaya fırlatılmıştı. Astronotların meşaleyi yeryüzünde olduğu gibi uzayda da elden ele dolaştırarak yürüyüşe devam etmeleri büyük ilgi uyandırmıştı.

Olimpiyat meşalesi İstanbul’da

2004 Atina olimpiyatları öncesinde 27 ülke ve 34 kenti gezecek olan Olimpiyat Meşalesi olimpiyatların yapılacağı stadyuma ulaşmadan önce meşalenin duraklarından biri olan İstanbul’a geldi. Olimpiyat Meşalesinin İstanbul turu Ataköy Olimpiyatevi’nden başladı. Türkiye’nin ilk bayan FİFA hakemi olan Lale Orta’nın koşusuyla birlikte olimpiyat meşalesinin İstanbul sokaklarındaki macerası başlarken, meşalenin ulaştığı son isimse ünlü haltercimiz Naim Süleymanoğlu oldu. Süleymanoğlu koşusunu, halkın yoğun tezahüratları eşliğinde Dolmabahçe Sarayı’nın önünde kurulan platformda büyük meşaleyi yakarak sonlandırdı. 

Olimpiyat meşalesinin teknoloji ile bağı

Teknolojinin hayatımız üzerindeki etkisi zamanla olimpiyat meşalesinin yolculuğuna da yansıdı. Öyle ki meşale tasarlanırken uzay bilimleri ve endüstri gibi çeşitli alanlardan yararlanılmaya başlandı. Bu alanların katkılarıyla tasarlanan olimpiyat meşalelerinin fırtına, rüzgâr, aşırı yağmur hatta en yüksek zirvelerdeki oksijen azlığında bile yanacak özellikte olmasına gayret ediliyor. Bunun yanında 1976 olimpiyatlarında olimpiyat ateşini yakmak için teknolojinin tüm imkânlarından faydalanılarak bir istisna yapıldı. Bu istisna kapsamında o yıl alev bir radyo sinyaline dönüştürüldü. Olympia bölgesinden önce bir uyduya oradan da olimpiyatların yapıldığı Kanada’ya gönderilen bu sinyalle tetiklenen bir lazer ışınıyla meşale yakıldı.

Meşale sürekli yanıyor

Olimpiyat meşalesinin yandığı ilk günden oyunların kapanışına kadar olan zaman zarfında meşaleyi koruyabilmek için yoğun bir çaba sarf edildiğinden bahsettik. Bu çabanın ilki meşalenin ilk yakıldığı yer olan Olympia’da karşımıza çıkıyor. Olypia’da yakılan meşale güvenlik tedbirleri kapsamında 24 saat aralıksız olarak, yaklaşık 10 kişiden oluşan  ‘’Ateş Bekçileri‘’  tarafından korunuyor. Bir diğeriyse meşalenin Dünya turundaki yolculuğunda ziyaret ettiği şehirlerde olası bir saldırı ya da söndürme girişimine karşı 20’yi aşkın araçtan oluşan bir konvoy tarafından korunması.

Bununla birlikte olimpiyat meşalesinin ülkeler arasındaki yolculuğu çoğu zaman uçaklar yardımıyla gerçekleşiyor. Fakat Olimpiyat Ateşinin uçakla olan yolculuğunda meşalenin yanması yasak. O nedenle meşalenin uçakla olan yolculuğunda kapalı fenerler kullanılıyor. Bu fenerler geceyi otel odasında geçirirken, Olimpiyat Meşalesinin başında 3 muhafız hazır bulunuyor ve kural gereği en az bir muhafızın uyanık olması sağlanıyor.

Ayrıca olimpiyat meşaleleri ulaştığı yerlerin coğrafi konumuna göre su altında yanacak şekilde dizayn ediliyor.

Instagram

Facebook

‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir